Salı, Aralık 20, 2005
Kurtulamadik Su Hastalıklardan
Ne zaman düzelicez merak ediyorum. Allah beterlerinden korusun diyelim.
Pazartesi, Aralık 12, 2005
YILBAŞI PARTİMİZ
Cumartesi günü ben ve kızım Damloş heyecanlı bir şekilde partiye gitmeye hazırlandık. Ben sağolsun annemin yardımlarıyla poçaları yaptım, kızımla süslendik püslendik ve partiye gitmek için yola koyulduk. Kızımın ilk partisi olacakti o yuzden baska bir anlami vardi bugunun. Ve elbette benim için de ayrı bir anlamı vardi çünkü klubteki daha once tanişmadıgım arkadaslarla tanisacaktim.
Yuvanin kapisina geldigimde ilk sevgili Zeynep, Pınar ve tontis oğullariyla tanistik. Mavibeyaz Yuvasinin sicak karsılamasindan sonra iceri bir girdik o ne kalabalik oyle derken kendimizi nereye atacaz diye bakinirken sevgili Gonul'cügümü gordum. En sicak en guzel gulusuyle bizi karsiladi. Vee Banu Besiktas iki cocuguyla maasallah herkesten once yerini almisti odada :)).
Sonra sevgili Emel, Oya, Isıl, Neval, Aylin, Gulsen, Zuhal ismini su an cikaramadigim cok ozur diliyorum Yigit'in annesiyle tanistim.
Cok kalabalik ama sicak bir ortam vardı. Büyük cocuklar icin ust katta hazirlanan yere bakamadim ama dediklerine gore onlarin keyfi cok yerindeymis. Ama biz cocuklari 1 yas ve altinda olanlar maalesef bebislerle ilgilenmekten fazla muhabbet edemedik. Gerci Damlos kendi halinde ortada yatip kalkiyordu ama :))). Ustteki resimde görüldüğü gibi. Işıl teyzemiz çekmiş bu resmi sagolsun.
Noel babamiz ve dagitilan hediyeler harikaydi.
Vee gunumuz cekilişle sona erdi bize cikmadi ama :( olsun verilen hediyeler yeterde artar bile.
Sevgili guzel arkadasim Gonul, bu organizasyonda bulundugun icin bizi en guzel sekilde agarladigin icin hepimizle tek tek ilgilenmeye calistigin icin sana cok tesekkur ederim. Allah gonlune gore versin.
ve diger emegi gecen herkese tesekkurler...
Perşembe, Aralık 08, 2005
RUZGAR'IN ANNESINE....
Sevgili Ece canim arkadaşım bizi yazılarından mahrum etme ve güzel güzel sobelemeye devam et.
Bloğumuza gösterdiğin ilgi için, yardımların için teşekkürler.
Çarşamba, Aralık 07, 2005
Tontis 14 aylık....Neler yapıyoruz?
Canım kızım günler aylar ne çabuk geçiyor, daha dün bebeğim bir yaşına geldiğinde nasıl olacak derken doğum günün geldi geçti 14 aylık oldun bile. Bebeklikten çıkmak üzeresin. Büyüyorsun tatlım, her geçen gün yeni yeni şeyler öğreniyorsun ve biz bunları gözlemlemekten büyük bir haz alıyoruz.
Tatlı kuzum son zamanlarda neler yapıyor:
Hemen hemen her denileni anlıyor ve söylediklerimizi tekarlamaya çalışıyor.
En güzel söylediği kelimeler: Elma, anne, dede, babu (babama dede değil babuş denir bizim ailede) ve bunlara en son bab baa eklendi, babası tabii ki mest. Gecen aksam Murat onunla kovalamaca oynarken allah allah dedi bi baktık bizim ki Allah la Ayyah arasi biseyler diyor ama dun daha geliştirmiş iyice allah diyor du çok şeker. Amcasının adı Mert ona Mee, Murat'a da Muu diyor :).
Kitap okumayı (yani bakmayı :) ) , sayfalarını çevirmeyi ve kitaptaki
hayvanları, çocukları o minicik parmağıyla işaret edip yüzümüze bakıp ıhh ıhh
demeyi çok seviyor.
Hayvanları çok seviyor. Oyuncak, canlı farketmez. Belgesellerde çıkan
hayvanları görünce yine o meşhur işaret parmağıyla gösterip ay ay diyor.
Artık yürümüyor koşuyor resmen.
Çekmeceleri karıştırmayı, boşaltmayı seviyoruz hele bulaşık makinası
açık olmasın kapağının üstüne oturup tabak çanağı ordan çıkarmak en büyük zevki.
Annesine artık yardım ediyor temizleri çıkarıp dizilmesi için veriyor.
Çevresindeki eşyaları ne olursa olsun koklayarak tanımaya çalışıyor.
Koklamayı seviyor.
Yumuşak kumaşlara hasta oluyor resmen, tüm kumaşlar ilgisini çekiyor gerçi
hep dokunup kokluyor, polara bayılıyor. Yumoş oyuncaklarına battaniyesine
'ayyyy' diyip sarılıyor öpüp kokluyor.
Çoraplar favori giyeceğimiz. Kendisinin veya bizim farketmez. Daha
küçükken çoraplarını ayağından çıkarıp ağzına sokup öyle dolaşırdı, elinde
tutardı. Artik o kadar agzina sokmuyor ama oynuyor. Benim ayağımdaki çorapları
çekiştiriyor :).
Terlikler ayakkabılar da ilgi alanına giriyor. Boşta terlik ayakkabı
görmesin affetmez.
Fenerbahçe atkısını boynuna geçirip biz 'En Büyük Fener'
diye tezahurat yapınca o da atkıyı iki eliyle sallayarak bize
katılıyor.
Bilgisayarda mail yazıyor :). Evet evet msndeyken o da gelip bişeyler
yazıyor kendince.
Dale Don Dale şarkısını çok seviyor.
Abur cubur yemeyi çok seviyor. Eline alıp kendi yemeyi sevdiği için meyve,
bisküvi, kurabiye sevdikleri arasında. Amaa en çok çubuk kraker, seviyoruz. Hiç
birşeye değişmez :).
Veeee yeni tutkumuz reklamlar. Nerde olursa reklam sesini duysun hemen
televizyonun karşısına dikiliyor. Tv seyretmemesi için, özellikle reklamlara
takılmasın fazla diye elimden geleni yapıyorum, reklam çıktığında kanalı
değiştiriyorum hemen dönüp bana bakıyor kızıyor hanımefendi.
Canım tontis kuzum, elma şekerim seni çok seviyoruz....
Pazartesi, Aralık 05, 2005
DİŞ BUĞDAYI...
Evet gelelim cumartesi gününe. Uykusuz geçen cuma gecesinden sonra aksilik bizim bakıcının izin günüydü ve ben yalniz başima huysuzlanan bir kizla hazirlanmaya çalıştım. Neyse dedim ya fazla stres yapmamaya karar verdim.
Allahtan bakicimiz bir gün önceden iki çeşit salata yapmıştı, bende bir iki börek yapacaktım malzemeleri hazırladım ama onları yapmak ablamlara kaldı :) maalesef. Tatlılarıda onlar getirince yemek işimiz halloldu böylelikle. Hepside uzaktan geliyor Istanbul içinden sadece kayinvalidem, eltim ve küçük kardeşim geldi. Bu arada biz kalabalık bir aileyiz 5 kız kardeş bir erkek.
Ben buğdayı onlar gelmeden önce kaynattım. Ama acemilik fazla kaynatmışım dedi annem. Bir kilo buğday dendiği için nedense herhalde vardır bir hikmeti diyerek ben de bir kilo kaynattım ama yarısı (Murat yani eşim duymasın bana demişti çok değil mi diye) çöpe gitti :(.
Sonra tontiş kuzum uykusunu iyi alamadığı için huysuzlanmaya başladı iyice. Zar zor onu giydirdik yeğenlerim de gelince biraz havaya girdi. Yemeklerin peşinden mammmaaa mammmaa diyerek dolaşmaya başladı. Eh masamız hazırlandı haa birde unutmadan ayak poçası yapılırmış yeni yürümeye başlayan için fazla düşmesin diye. Bir de onu yaptık. Biz tabii poça yerine simit kullandık ayaklarının arasından yuvarladık. Sonra ortaya makas, para, kitap vs. koyduk meslek seçimi için. Efendim Damlos hanım önce parayı :) sonra kitabı eline aldı. Artık hayırlısı bakalım...
Ve böylelikle bir kutlama daha atlatmış olduk. Daha nice nice guzel şeyleri yaşamak kutlamak dileğiyle.
Canım tontis kızım dişlerin hayırlı, uğurlu, saglam olsun insallah...